25 Şubat 2018 Pazar

Ve Kızın Adı Gece || Ertürk Akşun



İnsan okuduğu kitabın her sayfasında altı çizilecek bir şey bulur mu? Ben bu kitabın her sayfasını çizdim sayılır. O kadar derin bir anlatım var ki; okumaktan, öğrenmekten ve sorgulamaktan insan kendini alamıyor. Kitabın başlarında Doruk karşılıyor bizi. Yükseklerden nasıl aşağıya düştüğünü anlatıyor. Bu durumun onda yarattığı duygusal etki ve verdiği kararı uygulamak için gittiği yerde Tarık ile karşılaşıyor. Tarık’ın hoş sohbeti arasında ona güven duymak ve korkmak arasında gidip geliyor Doruk. İkisi arasında konuşulanlar çok güzeldi. Sorgulamalar, hayatın ve aşkın anlamı, neden varız, neden yok olmak isteriz gibi sorgulamalar felsefik cümlelerde hayat buluyor. Tarık’ın Gece Kız ile olan geçmişi beni çok etkiledi. Sonuna kadar yürekte yaşanan bir aşk, sağlam temellere atılmış dostluklar bu dostluklar için verilen kayıplar hep hayatın bizim için tecrübe günleri gibiydi. Kitapta yazar, şair ve tarihe adı geçmiş birçok insan vardı. Bilmediklerimin altını çizip araştırdım. Edirne’nin anlatıldığı bölümlerde tarihini okurken ayrı bir keyif aldım. Yanı başımdaki dost gibi, onun hikâyesini dinler gibi okudum kitabı👌 #alıntılar ◾Dünyada yaşayan her canlıdan sorumluyuz biz, attığımız her adımda bunun bilincinde olmalıyız. . ◾Yalnızlık, insanın kendini fark ettiği andır. Bu yüzden değerli ve katlanılabilirdir. . ◾Şiir, yazanın değil, ihtiyacı olanındır. . ◾Yüzler siliniyor, konuşmalar siliniyor ama bakışlar hep aynı kalıyor. . ◾Acı olan sevdiğini kaybetmek değil, sevdiğini kaybettiğini kabullenmektir. Sevdiğimizi kaybetmeyi kabullendiğimiz gün hayatı da ciddiye alırız. ⚜ Keyifli akşamlar dilerim🙋🏻 ⚜ #vekızınadıgece #ertürkakşun #destekyayınları #sadekitaplik #kitapyorumu #kitap #kitaplar #iyigeceler
Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik)'in paylaştığı bir gönderi ()

23 Şubat 2018 Cuma

Gırnavaz'ın gizemini "Şeytan'ın İntikamı" kitabına yazdı (Armegeddon "Şeytanın İntikamı" || Ali Çiğdem)

Diyarbakır’da görev yapan Kızıltepeli Eğitimci Ali Çiğdem, Nusaybin’de halk arasında cinlerin başkenti olarak bilinen Girnavaz köyünü ve onun kadim tarihini günümüz dünyası ile ilişkilendiren bir roman kaleme aldı.

 Aslen Kızıltepeli olan Eğitimci-Yazar Ali Çiğdem, Roman dilinde yazıdığı kitabının “Kutsal metinlerde geçen ve kıyamete yakın bir zamanda tüm dünyada yaşanacağını öne sürdüğü Armageddon savaşını konu alan Armageddon ‘Şeytan’ın İntikamı’ isimli eseri Diyarbakır TÜYAP Kitap Fuarı ile İstanbul CNR Kitap Fuarında okuyucuyla buluşacağını söyledi.

Katar, Çin, İran, Fransa, Irak ve Türkiye gibi ülkelerde her gün farklı bir şehirde işlenmiş tüyler ürperten cinayetlerle güne başlandığına işaret eden Yazar Ali Çiğdem, yedi gün üst üste gerçekleşen ve katillere dair en ufak bir iz dahi barındırmayan bu cinayetlerin, beyinleri kemiren bir korkuyu insanlar arasında dalga dalga yaydığına vurgu yapıyor. İnsanlar korku ve çaresizlik içerisinde neler olduğunu anlamaya çalışırken aslında yaşanan gerçeklerden habersiz olduğunu ifade ederek söze başlıyor.

Kutsal metinlerde geçen ve kıyamete yakın bir zamanda tüm dünyada yaşanacağı söylenen Armageddon savaşını büyüteç tutan Yazar Çiğdem, kaleme aldığı romanında Mardin’in Nusaybin İlçesi Girnavaz Köyün’de Metafizik İstihbarat Uzmanları ve cinayet masası şeflerini bile şaşkına çeviren gizemi romanına yansıtıyor.

Ali Çiğdem’in yazdığı ve önümüzdeki hafta satışa sunulacak ARMAGEDDON'un özeti ise şu ifadelerle okuyucunun dikkatine sunulmuş: 

“Dünyanın farklı yerlerindeki yedi ülkede ve her yedi ülkenin yedi farklı şehrinde art arda yedi günde işlenmiş bir birinin aynısı olan yedişer cinayetle başlar olaylar. Bu esrarengiz cinayetlerin hiçbirinde en ufak bir kanıt bulunamadığı gibi kurbanların profillerinin birbirine çok benzer olması işlenen bu cinayetler üzerindeki gizemi fazlasıysa artırır. Mardin de bu cinayetlerin birinin işlendiği şehirlerden biridir. Mardin Emniyet Amirliğinde görev yapan cinayet masası polislerinden Cahit Komiser ve polis memurları Tarık ile Seyfullah bu cinayeti araştırırken diğer cinayetlerde olmayan bir bulguya ulaşırlar. Diğer şehirlerdeki ve ülkelerdeki polis ekiplerinin hiçbirinin elinde olmayan bu kanıta ulaşan ekibimiz cinayetin arkasında bazı metafizik güçlerin olduğuna ulaşırlar. Bu arada Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Metafizik İstihbarat birimi ülkemizde de yaşanan bu esrarengiz cinayetlerle ilgili incelemelere el koyar. Mardin'deki cinayeti araştıracak olan bu ekibimiz MİT'in görevlendirdiği metafizik istihbarat uzmanıyla birlikte bu cinayeti araştırırken hiç beklemedikleri aksiyon ve korku dolu olayların içinde bulurlar kendilerini.

Kahramanlarımız içinde metafizik varlıkların da olduğu bir maceraya sürüklenirken bundan dört yıl önce Mardin Nusaybin'in tarihi Gırnavaz Köyüne atanan Mehmet Öğretmen'in tüm bu yaşananlarla ve polis memuru Seyfullah ile derin bir ilişkisi vardır. Seyfullah ve Mehmet'in görünenin aksine çok farklı ve esrarengiz bir kimliği vardır. Bu iki kahramanımızın gizli kimlikleri ve bu cinayetlerle olan ilişkileri 1400 yıl önce Mekke'nin fethinde yaşanan sıra dışı bir olaya dayanmaktadır. Bu olay hadislerde de zikredilen ve tamamen gerçek bir olaydır. Mekke'nin fethinde, Efendimizin sahabelerinden Halit Bin Velid'in yıktığı Uzza putunun içinden çıkan bir şeytanı kılıcıyla öldürmesiyle çok yakından ilgilidir. Bu iki kahramanımız ve aralarındaki gizli ve kadim ilişki baş iblis Azazil için çok özel bir öneme sahiptir ve bu kahramanlarımız için çok gizli ve sinsi planlarını adım adım uygulamaktadır. Seyfullah ve Mehmet Fatih ayrı zamanlarda yaşadıkları olaylarla yollarının kesişeceği bir tuzağın içine doğru sürüklenmektedir.

 Mehmet Fatih'in öğretmen olarak atandığı Gırnavaz Köyü cinlerin başkenti olarak bilinirken aynı zamanda bu köyün kadim çağlarda Babil büyücüleri için özel bir yere sahiptir. Bu köyde bulunan ünlü Cin Kuyusunun altında hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bazı sırlar bulunmaktadır. Bu kuyunun gizlediği sırlar, emrindeki cinlerle köyü ele geçiren büyücü kadın Hedra tarafından korunmaktadır. Hedra'nın 1400 yıl önce Mekke'nin Fethinde yaşanan olayla ve romanımızın iki önemli kahramanı olan Seyfullah ve Mehmet Fatih arasında intikama dayalı bir bağ vardır.

Kahramanlarımızı bu olaylar içerisinde bir birinden korkunç ve gerilim dolu serüvenler yaşarken tüm bu olayların aslında dünya siyaset sahnesinde yaşanan ve yakında sıcak bir savaşa dönüşecek olan küresel güçler arasındaki mücadeleye dayanmaktadır. Yaklaşan üçüncü dünya savaşı için dünya hızla kamplaşıp kutuplaşırken Türkiye, İngiltere, Çin, Katar, Pakistan gibi 65 ülke İpek Yolu projesiyle dünyadaki Amerikan İmparatorluğuna son vermeye hazırlanırken Amerika'daki derin devlet yapılanmasının sahibi Pentagon'da dünyayı sıcak bir savaşa sürükleyerek bu projeyi engellemek için tüm hazırlıklarını tamamlamak üzeredir. Yaşanan esrarengiz cinayetlerin yaklaşan üçüncü dünya savaşı ve Pentagon ile bir ilişkisi var mı? 


Haber Kaynağı


Yazarın İnstagram Hesabı:

YouTube' den kitap ile ilgili videolara ulaşabilirsiniz. 

21 Şubat 2018 Çarşamba

Küçük Vampir 5 – Küçük Vampir Âşık Oluyor || Angela Sommer-Bodenburg



KÜÇÜK VAMPİR
BU DEFA ÂŞIK!

Vampirlerle ilgili öyküleri elinden düşürmeyen Anton ile karanlıktan korkan sevimli vampir Rüdiger’in sıra dışı dostluğunu anlatan Küçük Vampir dizisinin yeni macerası geliyor: Küçük Vampir 5 – Küçük Vampir Âşık Oluyor hep kitap logosuyla 23 Şubat’ta raflarda!

İlk kitabı 1979’da yayımlanan Angela Sommer-Bodenburg imzalı Küçük Vampir dizisinde toplam 20 kitap bulunuyor. hep kitap, tüm dünyada büyük beğeniyle okunan diziden dört kitabı ve Küçük Vampir Film Kitabı’nı geçen aylarda yayımladı.

Küçük Vampir 5 – Küçük Vampir Âşık Oluyor’da; Olga, Titrektaşzade mezarlığına misafirliğe gelince Küçük Vampir değişmeye başlar. Anton, iyice zayıflayan ve yüzü eskisinden de sararıp solan arkadaşını artık tanıyamaz olur. Çünkü Küçük Vampir, âşık olmuştur. Aşkı için her şeyi yapmayı göze alan Rüdiger, Dorothee Teyze’nin öfkesine bile göğüs gerer.

Angela Sommer-Bodenburg’un kaleme aldığı kitabın çizimleri Amelie Glienke’nin imzasını taşıyor. Gülderen Pamir’in Almanca aslından dilimize çevirdiği Küçük Vampir 5 – Küçük Vampir Âşık Oluyor, 23 Şubat’tan itibaren hep kitap logosuyla raflardaki yerini alacak.


ANGELA SOMMER-BODENBURG HAKKINDA
Alman şair, yazar ve ressam. Hamburg Üniversitesi’nde, 1968-1972 yılları arasında sosyoloji, pedagoji ve psikoloji okudu. 1972-1984 yılları arasında ise Hamburg’taki bir ilkokulda sınıf öğretmenliği yaptı. 1984’ten sonra serbest çalışmaya karar verdi. Bugüne değin kırkın üzerinde kitabı yayımlandı, otuzdan fazla dile çevrildi, 20 milyonun üstünde sattı.


Bilgi için:         www.hepkitap.com.tr
            facebook.com/hepkitapp
            twitter.com/hep_kitap
            instagram.com/hep_kitap

Moskova’da Bir Beyefendi || Amor Towles



ESKİ GÜNLERDE,
MOSKOVA’DA BİR BEYEFENDİ:
MİZAHİ DİLİ ve NAHİFLİĞİ ile
ÇOK SATANLAR LİSTESİ’NDEN BİR ROMAN!

Amor Towles’un, New York Times’ın Çok Satanlar Listesi’nden uzun süre inmeyen romanı Moskova’da Bir Beyefendi, 23 Şubat’tan itibaren hep kitap logosuyla Türkiye’deki edebiyatseverlere ulaşıyor. Ustalıklı bir kurgu ile 1920’lerin nahifliğine ve zarafetine uzanan Moskova’da Bir Beyefendi, mizahi dili ve sağlam karakterleriyle de yazın dünyasına yepyeni bir soluk getiriyor.

1922 yılında Kont Aleksandr İlyiç Rostov, Bolşevik mahkemesi tarafından yargılanarak suçlu bulunur ve Moskova’daki lüks bir otelde ömür boyu göz hapsinde tutulmasına karar verilir. Hayatı boyunca hiç çalışmamış, sadece edebiyat ve sanatla ilgilenmiş bir aristokrat olan Rostov şimdi bir otel odasında yaşamak ve Sovyetler Birliği’nin en çalkantılı yıllarını pencereden izlemek zorundadır. Ancak hiç ummadığı bir şekilde bu daracık oda, ona çok daha zengin bir dünyanın ve çok daha doyurucu ilişkilerin kapısını açacaktır.

Mehmet Gürsel’in İngilizce aslından dilimize çevirdiği Moskova’da Bir Beyefendi, 23 Şubat’ta hep kitap logosuyla raflardaki yerini alacak.


“Bu roman sağaltıcı bir merhem gibi. Günümüz dünyası çok karışık bugünlerde. Kont Rostov’un inceliği, nahifliği tam da özlediğimiz, ihtiyaç duyduğumuz şey.”
Ann Patchett

“Bizimki kadar acımasız bir döneme inat, ustalıkla kurgulanmış bu roman bizleri eski şık günlere götürüyor.”
The Washington Post



AMOR TOWLES HAKKINDA
Boston’da doğdu. İlk romanı Rules of Civility 2011 yılında yayımlandı ve New York Times’ın Çok Satanlar Listesi’ne girdi. Towles Manhattan’da eşi ve iki çocuğuyla yaşıyor.


Bilgi için:         www.hepkitap.com.tr
            facebook.com/hepkitapp
            twitter.com/hep_kitap
            instagram.com/hep_kitap

Bugün || Graeme Donald



“TARİHTE BUGÜN NE OLDU?” DİYE MERAK EDENLERE
EŞSİZ BİR KAYNAK:
BUGÜN!

hep kitap, Graeme Donald’ın Bugün kitabı rehberliğinde okurlarını 365 günlük, asırlar arası bir tarih yolculuğuna çıkarıyor! Tarihte o gün ne olduğunu anlatan kısa anekdotlarla Bugün, okurlara günbegün takip edilebilecek, ilginç ve bilgilendirici bir serüven sunuyor.

Galileo, 7 Ocak 1610’da Jüpiter’in uydularını keşfetti ama onları yıldız sandı. 5 Haziran 1956’da Elvis Presley, bir TV şovunda Hound Dog şarkısını tanıtırken yaptığı dans hareketleriyle Amerika’yı yerinden oynattı. 17 Aralık 1903’te Wright Kardeşler ilk motorlu ve kontrollü uçuşlarını gerçekleştirdiler…

Graeme Donald’ın hazırladığı Bugün kitabı okurları Tolkien’le, Mark Twain’le, Kraliçe Victoria’yla, Alfred Hitchcock’la ya da Frank Lloyd Wright’la 365 günlük, asırlar arası bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. Her gün yeni bir bilgi... Her gün tarihin başka bir anına tanıklık...

Aysun Babacan’ın İngilizce aslından dilimize çevirdiği Bugün, 23 Şubat’tan itibaren hep kitap logosuyla raflardaki yerini alacak.


Bilgi için:         www.hepkitap.com.tr
            facebook.com/hepkitapp
            twitter.com/hep_kitap
            instagram.com/hep_kitap

Roma'da Biz Olsak || Handan Yiğit

19 Şubat 2018 Pazartesi

Denize Hasret İstiridyeler || Ahmet Bayırlı

“Bir insanı, cinsel kimliği nedeniyle aşağılamanın, siyah olduğu için ten rengi nedeniyle aşağılamaktan ne farkı var?” . Eşcinselliğin sebebinin konu olarak kurgulandığı bu kitabı okurken, bildiğimiz sandığımız kulaktan dolma bilgilerin aksine bilimsel yolla net bir şekilde açıklanmış olgulara yer vererek bizi daha ılımlı düşünmeye ve davranmaya davet ediyor. Kitapta Doruk adlı bir gencin hayata tutunma, kendini ilk önce kendine kabul ettirme ve neden böyle doğduğunu sorguladığı bölümleri okurken gerçekleri öğrenip hak vermeden duramıyorsunuz. Bazıları doğuştan gelen hormon bozukları nedeni ile böyle davranabiliyor. Bazıları da sırf kendi zevki için sapkın bir kimliğe bürünebiliyor. Kitapta bunları okurken sizden ayrım yapmanızı da istiyor. Suçlayarak yargılarken, hayattan, doğruluktan, dinden bahsederken öncelikle neden olduğunu bulmanız gerekiyor. Hormon bozukluğu ya da çocuklukta geçirdiği bir travma duygu değişikliğine sebep olabiliyor. Size her koşulda çocuğunuza sahip çıkmanızı öneriyor. Bilimin gerçekleri ile toplumun değer yargıları arasında anlatılan bir hayat… Bir insanın “Birey” olma çabası, çocukluğundan beri ilk önce insan olduğunu kabul ettirme mücadelesi, yaşadığı travmalar ve kitaptaki hazin son. Hepsi akıcı bir dille işlenmiş, insan kendi vicdanını sorgulamadan duramıyor. ⚜ #denizehasretistiridyeler #ahmetbayırlı #kitapfidani #sadekitaplik #kitap #kitaplar

Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik)'in paylaştığı bir gönderi ()

17 Şubat 2018 Cumartesi

Benimle Mitoz Bölünür Müsün? || İsmail Pişer

Mülteci Ruhla Davetlidir … “İtina ile hazırladığım listeye harfiyen uyarak iki tane sağcı, iki tane solcu, iki din adamı, iki paralel yapı üyesi, iki tane eylemci, iki tane polis, iki aktroll, iki tane cinsel iktidarsız, iki tane atanamayan öğretmen, birer tane de Melih Gökçek ile Tuğçe Kazaz kapıp tekneye yükledim. Artık gözüm arkada kalmayacaktı. Yola çıkmaya hazırdım. Tekneyi ivedilikle suya indirdim. Tekne suya iner inmez batmaya başladı. Belli ki kapasitesinin üzerinde ağırlık taşıyordu. İşin kötüsü akıntı bizi derinliklere sürüklüyordu. Hepimiz dehşet içindeydik ve herkes birbirini suçluyordu. Ufacık teknenin içinde sağcı solcunun boğazına sarıldı, polis eylemcilerle kapıştı, Gökçek tekneyi paralel yapının batırdığını belirtti, paralel teröristler kendini savundu, cinsel iktidarsızlar havaya ateş açtı, din adamlarının son dualarını kimse umursamadı, Tuğçe Kazaz konuşunca ise herkes dikkat kesildi.” ⚜ Benimle Mitoz Bölünür Müsün? 45 başlık altında toplanmış derleme ve hikâyelerden oluşan bir kitap. Kitap adından da anlaşılacağı gibi birbirine benzeyen hayatlarımız, dış görünüşümüz, davranışlarımız, sosyal medya ve gündem gibi hayatımızın tam ortasında olan aynılaşmayı esprili bir dille gözlemlere dayalı olarak anlatıyor. Kitap hakkında daha fazla bilgi almak için kitapcafe.com'da ki yazımı okuyabilirsiniz. Link profilimde mevcuttur. ⚜ Keyifli akşamlar dilerim👌 ⚜ #benimlemitozbölünürmüsün #i̇smailpişer #ciniusyayınları #kitapcafe #sadekitaplik

Nergiz'in Kütüphanesi 📚 (@sadekitaplik)'in paylaştığı bir gönderi ()