Jane,
çocukluğunu, anne ve babasının ilgisinden mahrum, yalnız başına geçirmektedir.
Ünlü bir yapımcı olan annesinin ona ayıracak vakti yoktur. Babasını ise iş
seyahatleri nedeniyle nadiren görmektedir. Ama Jane’in yalnız günlerini
dolduran ve sadece onun görebildiği bir arkadaşı vardır: Michael.
Dokuzuncu yaş
günü geldiğinde, kendisi için büyük bir doğum günü partisi düzenlenen Jane çok
mutludur. Annesi, babası ve en yakın arkadaşı Michael yanındadır. Ama bu
mutluluk kısa sürecektir. Çünkü Michael’ın ona söylemesi gereken bir şey
vardır. Michael onunla sonsuza dek kalamayacaktır ve gitme zamanı gelmiştir.
Jane ondan ayrılmak için hazır olmadığını hissetse bile.
Michael’ın gidişiyle
Jane’i tamamen esir alan yalnızlık, yıllar boyunca onun peşini bırakmaz. Jane
otuz yaşına geldiğinde bile, çocukluğunda olduğu kadar yalnızdır. Erkek
arkadaşıyla neredeyse hiç görüşemiyordur ve annesinin tek düşüncesi de hâlâ
kariyeridir.
Ve bir gün
hayalî arkadaşı Michael, onu yeniden bulur. Ancak Michael artık hayalî
değildir. Jane’i hayatı boyunca önemseyen tek insan geri dönmüştür. Ancak
Michael’ın yaşam bulmasıyla gerçekleşen bu mucizenin bir nedeni vardır.
İkisinin de henüz bilmediği bir nedeni…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder